Hatıralar, Hayal meyal, Hikayeler

İhtiyar Tevfik

İhtiyar Tevfik, babamın 27. ilkokuldan hocası. Birinci sınıfları okuturmuş bu çok yaşlı adam. Gerçekten babamın anlattığı kadar yaşlı mıydı yoksa çocuk haliyle ona çok mu yaşlı görünüyordu bilemiyorum. İhtiyar Tevfik bir dolma kalem tamircisiymiş. Babam her anlatışında hayranlıkla onun çatlamış, bozulmuş kalemleri nasıl sıcak suda tamir ettiğini, temizlediğini anlatır durur. Aklı o yıllara gittiğinde ikinci anlattığı hikaye ise “vazo” hikayesidir. Öğretmen sınıfa sormuş “Elimizde çiçek olsa nereye koyarız”, diye. Herkes bir şey söylemiş,kimi bardak demiş kimi şişe. Babam bir tek el kaldırıp “vazo öğretmenim”,demiş. Sonra hoca tahtaya çağırmış ve büyükçe bir vazo yazdırmış. Babam da evdeki kiracılardan biliyormuş. Dedemin o küçücük evinin neresini kiraya verdilerse bir kurmay ve iki kız kardeşi kalırmış kiracı olarak. Kurmay subayın sınavlara girip kazanması ise tam arşimetvari bir hikaye. Sorulan soru tuvalette aklına gelmiş ve “buldum”, diyerek çıkmış. Sonrada girdiği sınavı kazanmış.

Standart
Hatıralar, Hayal meyal, Şifa niyetine

..

Hatırladığım en eski hastalığımdan aklımda bir resim kalmış. Fatih’teyiz ve galiba ayak bileğim şişmiş (sağ?) Uzun kırmızı koltuğa uzanmışım, hava güneşli, neşeli oynayan çocukların sesleri geliyor. Annem yanımda, çorba ya da muhallebi getirmiş, güvendeyim. İlerde her şeyin düzeleceğine dair bir inanç var içimde- onu iyi hatırlıyorum. İlerdeki güneşli günlerde arayacağım bir şey bu. Belki güneşli günleri ondan sevmiyorum.

Standart